sanat sakız alayının ağzında
kırk iki defa anlatmayla harcansam
anlamaz kafaları afakta
uyumaktan taraflar rakı masasında
aslı yaralı akılsız yaratıklar
sayfaları havagazı karalarlar
halkı kendine borçlu sayarlar
dertleri nedir diye meraklanmazlar
realite farklı onların cihanında
kumları eşeleyen fareler görüyorum
kumdan gönülleri eşelemek kolay tabii
kara kürkleri ıslatan göz yaşları görüyorum
aç kurtların salyalarına karışan
bir deli elitist görüyorum
herkesin derdi farklıyken saz çalan
dağınık rakı masaları görüyorum
garip gureba oraya borçlu sanarlar
çok bilmiş ağızlardan mısralar duyuyorum
mahalledeki tenekelerden aşina olduğum
yüzü ekşiyen alçaklar görüyorum
soba isi duyunca midesi bulanan
sanatın şavkı kaynak alırdı varoştan
zengin hayvanları görmezden gelip
meşaleler ışık saçacak korkmayıp nahoştan
manen kopuk kafaları yere serip