Gecekondular yıkıldı bir bir
Oyuncaklarım çalındı bir çatı katında
Boya kalemlerim konuşmaz oldu bu fani dünyayı
Resim defterlerimi kaybettim bir hiç uğruna
En çok çocukluğumu arar oldum sokaklarda
Sessiz ve isyankâr oldum
Ellerim titrer oldu hiç dinmeden
İlaçları kustum günlerce
Yalandan kelimeler duydum sağdan soldan
Leşini terk edemedim ne kadar istesemde
Topraktaki kokunu arar oldum
Ahmak bir yaratık oldum
Her şeyden önce kendimi pembe ağaçlarda buldum
Bakırköy semtlerini çözdüm bir avuç içi
Sarsılmış saçımı taramaz oldum bir zaman sonra
Dökülür oldu göz yaşlarım o günden beri
Ah klişeler bitmez oldu
Ve kapılarda süzülmüş yüzün bundan sonra kesik
Pencerelerim bir vakit sensiz
Gelirsen beyaz zambaklar getir yanında
Kendini gizlemeden gel !
Hafızamda yer et lütfen
Ben unutmam seni !
Terk etmem seni !
Laler biriktiririm yokluğunda
Ay ışığında beklerim telaffuzlarını
Anlamak istemezsen kılıcımı isterim!
Buğday tenin kokar teselli bedenim
Asılmaya ne kadar da mahkum
Cesareti kalmamış güzelin
Pileli yıldız gibi esaretin
Saatlerin içinde kaybolmuş ses tellerin
Kayıt yapmaktan bıkmış esaretin
Ağlıyor bir hiç uğruna
Ve sen hiç olmaktan yorulmayan bir engel
Kırgın ve hasta
Ellerin boynumda papatya
Kırlangıçlar misali yüz üstü devrin
Pilli oyuncaklar gibi gülüşün
Kahkahın bir serserinin gidişi
Ve sen bir serserinin kahkahası !