ezberimdeki sokaktan yirmi birinci geçişim
adımların en huzurlu yerindeyim
gözüm görmen o yolu, kulağım duymaz
ama karış karış bilirim her köşesini
karışma, benim yolum hep o sokaktan geçer
çünkü bilirim ki
"abeunt illuc omnia, unde orta sund."
çağlayan ırmağı dağ olsa kesemez,
kaderin önüne geçilmez
yirmi birinci kez aynı yerde adımlarım
elimde değil, seçmek haddime değil
alnıma bu yazıyı ben yazmadım
dokunma adımlarıma öyle kalsın
çünkü her biri uzun vadeli bir tasarı
yürüdüğüm yolu heyelan olsa kesemez
kaderin önüne geçilmez
umduğumu bulamazsam diye huzursuzlanmam
ufkumun uçları kadardır bana sunulan
uğursuz olan aslında uçuk uğultular
tek emin olduğum bu kalıptan dışarı çıkamam
bir oyun gibi yazılı yarınlarım
karakterler, perdelerin sayıları
sanmıyorum seremoni bittiğinde hatırlanır
ve bir melek bize bunu dağıtandır
isminden fevkalade korkarız
kader değil bizi korkutan
onu canlı kanlı görmemek
ve bir merdivendir koşulan
tek görevimiz ölmemek
bir gönülçelen içimdeki kuşku
asılıp duran suratım ve
burnumun yukarısındaki vurgu
her sözümde yutkun
aynı çizgide yürümeye tutkum
alnımın yazısını silmek üzere döktüğüm ter
ver bir tek şunu biliyorum
kim karışırsa yazgıya lanet üstüne biter
iyi ezberledim ve konuşuyorum
kaderin önüne geçilmez