Antikahraman IV: Çiçeğim

 toprağa düşer bir tohum

açar bulutlar gibi yukarı doğru

bir yağmur ertesini andırır

yahut kuz verir gökyüzünü kandırır

işte sevda bu değildi çiçeğim

savaşı değil ki bileğin

zarafet timsali bir koku gibi, incecik


yağmur gibi üzerine titrerdim çiçeğim

tacında damlalarım yakamoz saçsın

rengin solmasın diye kendimi sana kattım

senin fikrin hep çamurda kaldı

baharın poyrazına bile küserdin sen

feda nedir gönül için, ne bileceksin


kendimi korkak bilirdim çiçeğim

içimdeki kıvılcım sana tutuşana kadar

tutuşan zaten kül olmaya hazırdır

yangını seyreden korkuyu sırtlanırmış

dudaklarından bir damla meltem esmediğinde

esas korkağın kim olduğunu anladım

gün çekilir, yıldızlar sana eşsiz bir tablo sunardı

sen karanlıktan korkardın

cesaret nedir, ne bileceksin










Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski