Antikahraman VI: Her Sabah

 

hepyek sabahları, sabahları adını unutuyorsun

sanki vardı kanatların, sırtında bir boşluk hissediyorsun

yuvan gökyüzü, ama özleyemiyorsun bile

kör gözünü açamıyorsun, kulağını kapatıyorsun

elini hacer taşa uzatamıyorsun


benim demek en üstte, üzgünce

elem tepeleri hüzme hüzme, üstünde

karma, parya, masumiyet, yüksünme

bir meçhulde yürüsen son duraklara, küskünce

düzeni üzmek elbet gurebanın elinde, üst üste


yaprak kesiliyor dilleri alınca acı tadı

ürkütüyor kimseleri yanlışlıkla anılması, hür adı

kim takar kilide budala karganın tiradı

farklı bir evren orası, kendilerine şadı

bihaberler aşağılardan başladı temel hasadı

göremediyse teferruatı, kırılır kanadı


kaçmış kıvamı timsah göz yaşlarıyla sulanmış gözlerinin

maskenin altından bile iğrençsin

çünkü gözler ruhun temsilidir, anlıyorsun beni

iki yüzün gündüz gece gibi kovalıyor birbirini

tiksinç cümleler üretiyor dişleri 

herkesçe malum ikiz gönül şekli

lakin dile dökemez hiçbir adem nesli 

çünkü diğer herkesin yüzü ikiz

benim bir yönüm niş, tabiatım zıt çiftliklere

sanardım yanaşıp doldurur bir ruh eşi

fakat namümkün bu çağ benim çağım değil


ehvenişer bu allameicihan

ahir yahut evvel, ufukta izmihlal

en deccali olmak için ihtiras






Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski