Susamıştır gözümün nûruna keskin kaderim,
Bu yolun şavkını görsem hemen artar kederim.
Oturup bağrıma buhrân-ı cihânın hamlı,
Ah-ı feryatla femimden uça kahr rüzgârım.
Vurdu korkuttu melâikle bütün hûrileri,
Arşı zilzâl ederek sayhat-ı isyankârım.
Sardı gökkubbeyi al çeşmemin mavi lavı
Yaktı berreyni benim girye-yi âteşbârım
Eşk-i hârım dibe vurdukta cehennem inler:
“Bu ne haldir yüce Tanrım? Yanar Allah, yanarım!”
Yâ Hüdâ! Söyle nedir bunca belanın sebebi?
Dilerim burda biter, yoksa sahâbunnârım.
Affolursam olayım yolcusu ben hak yolunun,
Ters düz et bahtını Ya Rab, bu “Nasipsiz”kulunun…